Aniden tarihin farklı bir zamanına gitseydiniz neyle karşılaşırdınız? Tarihin korkunç gerçeklikleri…

KONSTANTİNOPOLİS, 500

Eğer 500 yılında Konstantinopolis'e gitmiş olsaydınız neler olurdu? Konstantinopolis, dünyanın en zengin şehri ve Doğu Roma İmparatorluğu'nun- ya da yakında bilinecek adıyla Bizans İmparatorluğu'nun- başkenti. Güçlü imparator Justinianus, güzel Ayasofya kilisesi gibi inşaat projelerinin yanı sıra imparatorluğa düzen ve istikrar getirdi. Ancak, Justinianus Vebası olarak bilinen tarihin en kötü vebalarından biri, 542'de Konstantinopolis'i kasıp kavurdu, 50 milyon kadar insanı ve Konstantinopolis nüfusunun %40'ını öldürdü. Ne yazık ki, salgınlar sonraki 250 yıl boyunca devam ettiğinde, ilk saldırıdan sağ çıkmanın pek bir anlamı kalmadı. Konstantinopolis'te hayat hiç de umulduğu gibi değildi...

ÇİN, MÖ 200'ler

MÖ 200'lü yılların Çin'ine hoş geldiniz. Birden fazla krallığın kontrol için savaştığı Savaşan Devletler  dönemi nihayet sona erdi ve Qin Hanedanlığı  Çin'e barış getirme sözü verdi. Çin'in ilk imparatoru, Çin'i bir dünya gücüne dönüştürecek reformların garantisini verdi, ancak gözlerindeki bakışta pek de doğru olmayan bir şeyler var. Çin'in reformcu imparatoru Qin Shih Huangdi de Çin Seddi'nin inşasına yardım etti, ancak çok fazla zorunlu işçi kullandı. Duvarın inşası için bir milyona yakın insan gönderildi ve bir rapor yalnızca binlerce kişinin hayatta kaldığını tahmin ediyor. Çin Seddi'nde ölüm inanılmaz derecede hızlı olabilirdi ve eğer bir düşüş sizi öldürmese bile, açlık ve kötü muamele her zaman öldürebilir...

LONDRA, 1660'LAR

1660'lı yıllarda Londra'da yaşamış olsaydınız muhtemelen, iç savaşın bittiği İngiltere'nin birçok bölgesinin refah içinde yaşadığı bir döneme denk geldiğiniz sanardınız. Fakat gerçek tamamen bundan farklı... Büyük Veba 1665'te Londra'yı vurdu ve eğer evinize virüs bulaşırsa, dört gününüz kalabilir. Londra nüfusunun yüzde 15'i tek bir yaz salgınında öldü. Ancak vebadan sağ kurtulursanız bile 1666  Büyük Londra Yangını'nın  sizi yakalama ihtimali oldukça yüksek. Birkaç gün içinde şehrin yüzde 80'i yandı...

İRLANDA, 1840'LAR

İrlanda'nın güzel zümrüt adasındasınız ve 1840'lardasınız. Elbette İngilizler adanıza Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı'nın bir üyesi olmaktan ziyade bir koloni gibi davranmaya devam ediyor. Ekonomik açıdan da İrlanda pek iyi durumda değil. Ama belki de işler tersine dönebilir. Ama durumlar hiç böyle olmadı. İrlanda Patates Kıtlığı  1845'te yaşandı. Önümüzdeki birkaç yıl içinde, modern tarihin en kötü gıda kıtlıklarından birinde bir milyon insan açlık ve hastalıktan ölecekti. Eğer açlıktan ölmediyseniz, tifüs veya sizi öldürecek başka bir hastalığa yakalanma ihtimaliniz oldukça yüksekti. Açlık yavaş bir ölümdür ama tifüs iki haftadan kısa sürede öldürebilir..

KUZEY AMERİKA, 1600

1600'lü yıllarda Kuzey Amerika'da bir ağaca yaslanmış, akan nehirin yanında keyfinize bakıyorsunuz ama durum sandığınız kadar güzel olmayacak... Kötü haber şu; Yerli Amerikalılar çiçek hastalığı, kızamık ve grip gibi Avrupa mikroplarına ilk kez maruz kaldıklarında yerli nüfusun %90-95'i öldü. Çiçek hastalığı 1600'lü yıllara kadar Kuzey Amerika'ya ulaşmadı ve New England'da yerli nüfusun %70'i 1633-34'te çiçek hastalığı salgını nedeniyle öldü.

BRİTANYA, 1850'LER

1850'lerde Sanayileşmiş Britanya ; buhar, kömür ve fabrikaların dönüştürdüğü bir ulus. Kraliçe Victoria'nın uzun saltanatı hâlâ ilk yıllarında. 1851 Büyük Sergisi sanayileşmenin  getirdiği zenginlik ve lüksü sergiliyor. Sanayi Devrimi sırasında ölüm oranları düştü, ancak fabrika işçileri için hayat pek de iyi değildi. 1833'te Manchester Revirinde kaza vakalarının %40'ı faktörlü kazalardı. Ancak fabrikalar, Viktorya döneminin en büyük katillerinden biri olan verem olarak da bilinen tüberkülozla karşılaştırıldığında sönük kalıyordu. 1851'de Avrupa ve Amerika'daki her dört ölümden biri  , sizi öldürmesi aylar sürebilen tüberkülozdan kaynaklanıyordu. Ölümcül hastalık moda trendlerini bile etkiledi ; Viktorya dönemindeki devasa etekler, tüberküloz mikroplarını barındırdığı düşünüldüğü için gözden düştü.